Haberler :::
-
12.02.2024Başarılı Öğretim Görevlimiz Özdemir Hafızoğlu'na Bir Ödül Daha
Akademik ve müzikal alanlarda birbirinden önemli başarılar elde ederek birçok ödülün sahibi olan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim görevlisi Özdemir Hafızoğlu, başarılarına bir yenisini daha ekledi. Yakın geçmişte Başakşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Birinci Altınbaşak Türk Sanat Müziği Beste Yarışması'ndan birincilikle dönerek Üniversitemize ve şehrimize büyük gurur yaşatan bestekâr akademisyenimiz Özdemir Hafızoğlu, hemen arkasından Ankara'da düzenlenen Bizim Dostlar Türk Müziği Kültür Derneği'nin 2. Şarkı Sözü Yarışması'nda da Kürdilihicazkâr eseri ile birinciliği kazanmıştı. Hafızoğlu, son olarak İstanbul Fatih Belediyesi'nin Tanburi Cemil Bey Saz Eserleri Beste Yarışması'nda da hicazkar saz semaisi ile ikinciliği elde etti. Yaşamını müzikle şekillendirip müzikle beslendiğini belirten başarılı hocamız müzik tutkusu ile ilgili çalışmalarını değerlendirirken, "Ezgiler benim gıdam, nefesim, adeta cansuyum. Müzik olmazsa yaşayabileceğimi düşünmüyorum. Yeni besteler üretmek bana büyük keyif ve yaşam enerjisi veriyor. Yarışmalarda da iddialı olarak Türk Müziği'ne katkı sunmayı seviyorum" ifadelerini kullandı. Özdemir Hafızoğlu'nun birincilik ödülü alan Kürdilihicazkar eserin güftesi ise yine Üniversitemizde görev yapmış emekli Dr. Öğr. Üyesi Hülya Şimşek'e ait: "Dile benden ne dilersen sana bin can vereyim/Seni Leyla seni Mecnun gibi candan seveyim/Sana ömrüm bile versem yine azdır bilesin/Suya hasret bu yürekten dile umman vereyim." Bestekâr hocamızı Trabzon Üniversitesi olarak bir kez daha tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz -
12.02.2024Bağımlılıkla Mücadelede Yerel Politikalar Şekilleniyor
Üniversitemiz ve Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenmesi planlanan “Bağımlılıkla Mücadelede Yerel Politikalar ve Kurumlar Arası İşbirliği Paneli”nin ön çalışması Üniversitemiz Fatih Kampüsünde gerçekleştirildi. Toplantıya Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü’nü temsilen Halk Sağlığı Hizmetleri Dairesi Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim Kul ile Üniversitemiz adına Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer ile konunun uzmanları katıldı. Bir devlet politikası olarak yürütülen bağımlılıkla mücadele konusunda ilgili kurum ve kuruluşlara yer verilecek olan panellerde ele alınabilecek konulara ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda bağımlılıkla mücadelede riskli durumlar, eğitim ve önleme, bağımlı birey ve ailesine yönelik psiko-sosyal yaklaşımlar, tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinde yaklaşım ve ekip yaklaşımı konularına yönelik görüş alışverişinde bulunuldu. Toplantıda Üniversitemiz Sağlık Spor ve Kültür Daire Başkanı Recep Demir ve Şube Müdürü Tuğba Aslan ile birlikte Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Fatma Dilek Şeker, Öğr. Gör. Dr. Esra Bekircan, Arş. Gör. Fatma Eski, Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Tuğçe Mehlika Şanver, Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Birim Sorumlusu Aynur Büyükgöz, Sosyal Hizmet Uzmanı Tuğçe Karacaoğlu ve İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesinden Polis Memuru Gözde Bayram da hazır bulundu. -
09.02.2024Kurum İç Değerlendirme Raporu Sisteminin Tanıtımı Gerçekleştirildi
Bölüm/Birim İç Değerlendirme Raporu ve Kurum İç Değerlendirme Raporu (KİDR) yazımı eğitimi ve Kurum İç Değerlendirme Raporu Sisteminin tanıtımı gerçekleştirildi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’ndeki toplantıda Üniversitemiz kalite süreçlerinden sorumlu Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer tarafından bir sunum yapıldı. Sunumda KİDR yazımına ilişkin hassas ve dikkat edilmesi gereken noktalar vurgulanarak Yükseköğretim Kalite Kurulu tarafından 2023 yılı KİDR yazımı konusunda istenilen yenilikler hakkında birim yöneticilerine ve birim kalite komisyonlarına bilgi verildi. Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisi Koordinatörlüğü tarafından çok kısa bir zaman içerisinde yazılımı gerçekleştirilen Kurum İç Değerlendirme Raporu Sistemi ise Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisi Koordinatörü Doç. Dr. Ayça Çebi tarafından tanıtıldı. Toplantı, katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla sona erdi. -
06.02.2024"Depremler Değil Tedbirsizlik Öldürüyor"
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem afetinin 1. yıldönümü münasebetiyle Üniversitemizce düzenlenen “Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri” başlıklı panel ve anma etkinliğinde deprem gerçeği uzmanlarca masaya yatırıldı. Programda Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Gayretsiz niyet, tevekkül değil samimiyetsizliktir. Her türlü felaketlere karşı eğitim, teknik, yasal ve yapısal önlem ile sürekli sosyal hassasiyet içinde hep birlikte, bilinçle hareket etmeye mecburuz” ifadesini kullanırken Vali Aziz Yıldırım, “Millet olarak birlik ve dayanışma duyguları çok güçlü bir toplumuz. Duygusal davranış biçimlerine sahibiz ancak rasyonellik yanımız zayıf” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Galip Usta ise, “Önümüzde bir İstanbul depremi gerçeği var. Arama-kurtarma personelimiz istediği kadar güçlü olsun, deprem olup bina yere çöktüğü zaman onun altından canlı çıkarmak çok zor bir iştir. Bunun için Bütünleşik Afet Yönetimi’ni etkin şekilde uygulamamız şart” vurgusunu yaptı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı anmak ve deprem farkındalığı oluşturmak için Trabzon Üniversitesi’nde düzenlenen programda protokol mensupları, akademisyenler ve öğrenciler bir araya geldi. “Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri” başlıklı anma programında konuşan akademisyenler “İnsanlarımızı depremler değil, kalitesiz ve bakımsız binalar öldürüyor” mesajı verdi. Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen ve 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan büyük depremlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı anarak yeni felaketlere karşı alınabilecek tedbirlerin masaya yatırıldığı özel programa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Vali Yardımcısı Dr. Ali Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Gürkan Üçüncü, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay İbrahim Afşin Tiryaki, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale ve İl Emniyet Müdürü Murat Esertürk ile çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda konuşmalardan önce Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Mustafa Kurukız tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. “GAYRETSİZ NİYET SAMİMİYETSİZLİKTİR” Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Prof. Dr. Hasan Karal ile birlikte programın evsahipliğini yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu açılış konuşmasında, önceki dönem mezunlarından üç, mevcut öğrencilerinden de üç olmak üzere altı öğrencilerini deprem felaketinde yitirdiklerini, yine çok sayıda öğrenci ve akademisyenin yakınlarını kaybettiğini, rektör yardımcısı Atilla Çimer’in de 6 Şubat’ta yakınlarını yitiren depremzedelerden biri olduğunu ifade ederek, “Uzaya adım attığımız Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yeni depremlerde acı kayıplar yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle bugünkü anma ve farkındalık programımızın temasını ‘Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri’ başlığıyla düzenledik. Biz de depremzede bir üniversiteyiz” dedi. Âşıkkutlu, “Günümüzde çevre ve iklim şartlarındaki belirgin değişimler sebebiyle tüm dünya depremler ve doğal afetlerle yaşamayı öğrenmeye çalışıyor. Ülke olarak kendimizi bunun dışında tutamayız; alınması gereken tedbirleri ihmal edemeyiz. Gayretsiz niyet, tevekkül değil samimiyetsizliktir. Her türlü felaketlere karşı eğitim, teknik, yasal ve yapısal önlem ile sürekli sosyal hassasiyet içinde hep birlikte, bilinçle hareket etmeye mecburuz” dedi. “BİLİNÇLİ OLMAK TEDBİR ALMAK DEMEKTİR” Daha sonra kürsüye gelen Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, depremlerin toplumlar üzerinde derin izler bırakan afetlerin başında geldiğine işaret ederek, “6 Şubat 2023 sabahı ülkemizi derinden etkileyen ve 53 bin 500 kadar insanımızı kaybettiğimiz yıkıcı depremlerin sene-i devriyesindeyiz. Depremden korunmayı afet yönetimi açısından değerlendirmek çok önemli. Kaybettiğimiz insanlarımızı özlem ve acı ile anarken gelecekte tekrar aynı acıları yaşamamak için bize düşen görevleri hatırlatması açısından bu programlar yarıcı ve yararlı olacaktır. İnsanların afetlerle nasıl başa çıktığını anlamak için kurumların tepkilerine ve bunlarla ortaya çıkacak siyasal, idari ve toplumsal reaksiyonlara bakmamız gerekiyor. Dünyanın yaradılışından beri depremler var; ancak bizim bu gerçeği nasıl algıladığımız, ne gibi tedbirler aldığımız, nasıl bir yönetim gösterdiğimiz bilinç durumumuzu göstermiş oluyor. Depremle mücadelede sadece yönetmelikler yeterli değildir” dedi. Toplumlar kadar kurumların depremi algılayışının da önem arz ettiğini dile getiren Vali Aziz Yıldırım, “Bu tepkileri iyi analiz etmemiz şart. Millet olarak birlik ve dayanışma duyguları çok güçlü bir toplumuz. Duygusal davranış biçimlerine sahibiz. Ancak bu olumlu hasletimiz yanında rasyonellik yanımız zayıf. Gelecekteki felaketlerin verebileceği zararları gidermeye veya asgariye indirmeye yönelik tedbirler yönünden sağlıklı bir sentez yapmak durumundayız. Bundan sonraki muhtemel kayıpları önleyecek, en azından azaltarak hafifletebilecektir. Alanında uzman hocalarımızın bu gibi panellerde gelecekteki felaketlere bizi daha güçlü hazırlayacağına inanıyoruz. Sayın Rektörümüze ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Milletimize afetsiz günler diliyorum” ifadelerini kullandı. 6 Şubat depremlerini hatırlatan video gösteriminin ardından Tonya Meslek Yüksekokulumuzdan Dr. Öğr. Üyemiz Galip Usta ve Öğr. Gör. Dr Esra Bekircan, Şalpazarı Meslek Yüksekokulumuzdan Öğr. Gör. İsmail Turgut Pala ve Öğr. Gör. Lokman Odabaş’ın sunumlarına geçildi. “Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri”ni konu alan tespit ve değerlendirmelerde bulunan alanında uzman panelistler, depremlerle mücadele bilinçlenme ve tedbirli olma olgularına vurgu yaptı. SAHADAN GELEN HOCALAR KONUŞTU Depremlerde Üniversitemiz adına sahada görev alan akademisyenlerden biri olan Öğr. Gör. Lokman Odabaş, Türkiye’nin Deprem Gerçeği konusunda sunumda bulunurken afetin olayın kendisi değil, ortaya çıkan durum olduğunu söyledi. Ülkemizde bütünleşik afet yönetimi uygulandığını belirten Odabaş, “Önlem uygulamaları eksik yapılır veya hiç yapılmazsa sonraki evrelerde sonuç almak mümkün olmaz. 1999 depremine kadar olay olduktan sonra müdahale aşamasına önem veriliyordu. Bunun kayıpların önlenmesinde işe yaramadığı ortaya çıktı. Depremlerden önce önlem alma çalışmalarına ağırlık verdik. Jeolojik ve meteorolojik olarak Türkiye çok farklı afetlerle yüzleşiyor. Her yıl neredeyse doğal kaynaklı afetler yaşıyoruz. Depremler için özel bir parantez açmak gerekiyor, çünkü depremler insan kaybına, fizik kaybına ve ekonomik olarak ağır kayıplara yol açıyor. Deprem tehlikesini ortadan kaldıramayız ancak zarar görmeyi azaltabiliriz. Ülkemiz birden fazla fay hattına sahip bir yapı üzerinde yer alıyor. Deprem tehlikesi her zaman mevcut. Maalesef toplumumuzun yüzde 96’sı deprem tehlikesi olan bölgelerde yaşıyor. Tatbikatlarla, bilinçlendirme çalışmalarıyla, yapı kalitesindeki artışla bunun önüne geçebiliriz. Yıkılan binalarda genel olarak yapılanma kurallarına uyulmadığını gördük. Önlemlerin en önemlisi, yumuşak zemine değil sert zemine yapılmasıdır. Zeminde meydana gelen sıvılaşma yüzünden binalar yıkılmakta ya da yan yatmaktadır. Binaların girişinde ve ilk katında yapılan uygunsuz müdahaleler, binalarda uygun olmayan malzeme seçimi oluşturuyor. Profesyonel arama-kurtarma ekipleri çok önemli bir insan kaynağıdır. Asli ihtiyaçlardandır. Bu ekiplerin kurumsal olarak belirlenmesi, toplumumuzun her kesiminden insanları bilinçlendirmek şart” dedi. “LÜTFEN EVE GİTTİĞİNİZDE BUNLARI YAPIN” Depremlere hazırlık, bireysel ve toplumsal stratejiler konularında sunumda bulunan Şalpazarı Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. İsmail Turgut Pala da şunları kaydetti: “Buradaki programdan sonra akşam evlerinize gittiğinizde uygulamanızı istediğimiz bir afet ve acil durum aile planı konusu var. Lütfen E-devlet üzerinden afet durumunda toplanma alanı olarak kullanacağınız noktayı bulabilirsiniz. Size üç ayrı nokta opsiyonu verilecektir. Acil durumda telefonlar çalışmayabilir. Bu alanı belirledikten sonra yapısal olan ve yapısal olmayan risk analizlerini bugünden hazırlamamız gerekir. Bunlar oturduğumuz bina ilgili bilgileri almak ve belediyelere başvuruda bulunmaktır. Evimizin oda ve eşyalar üzerinden ne gibi tehlike oluşturabileceğini tespit etmek gerekir. Azaltın, sabitleyin veya devreden çıkarın. Bu tekniklerini uygulayın. Hiçbirinden vazgeçemiyorsanız kaçış güzergahı açık olacak şekilde yerlerini değiştirmek gerekiyor. Acil durum çantanızı hazırlayın. Depremle karşılaştığınızda sakin olun. Kaçma güdünüzle hemen hareket etmeyin, sakin bir şekilde çök, kapan ve tutun aksiyonunu uygulayın. Kendinizi küçültün. Yaşam boşluğu olan alanları yönelin. Şoku atlattıktan sonra durumu değerlendirin, etraftaki insanlara yardım edin ve uzman ekipler gelince onlara destek olarak çalışmalara katılın. Meslek yüksekokulu olarak depremin ilk günü itibariyle izin isteyip alana gittik. Öğrencilerimize bilgi vermedik. Mezun ve örgün öğrencilerimizin tamamı gelip bizi buldular. Bize orada büyük güç ve destek verdiler. Orada enkazlardan canlı olarak insanlar çıkardık. Çök-kapan-tutun ve uygun yaşam boşluğu alanlarını bul şeklindeki doktrin çok değerlidir, kendimizi bundan soyutlamayalım.” “AĞLANMASI GEREKEN YERDE AĞLAMALIYIZ” Deprem sonrası travmatik yas ve baş etme stratejileri hakkında sunumda bulunan Öğr. Gör. Dr. Esra Bekircan kayıplar ve yas konusu ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. 6 Şubat depremleri yönünden, sahada çaresizlik ve yetersizlik algısını bizzat hissetmek zorunda kaldıklarını anlatan Bekircan, “Nitekim acıya doğrudan müdahale etmek ve süreci değiştirmek mümkün olmuyor. Deprem gibi travmatik olaylar bireylerin ve toplumların baş etme sistemlerini yetersiz bırakıyor. Birden fazla ölüm, kış şartları, ani ölüm gibi nedenlerle toplumsal büyük bir yas ortaya çıktı. Yas’taki en önemli unsur uyumdur. Uyum bozulunca birey normal hayatını devam ettiremiyor. Bu da travmatik boyutu tetikliyor. Babalar ağlamaz, erkekler ağlamaz gibi mit ve metaforlarımız var. Ağlanması gereken yerde ağlanmalı. Her şeyin zamanında olması, duyguların doğruca yaşanması önemli ve gereklidir” şeklinde konuştu. “ÖNÜMÜZDE ‘İSTANBUL DEPREMİ’ GERÇEĞİ VAR” Moderatör olarak final ve değerlendirme konuşmasını yapan Dr. Öğretim Üyesi Galip Usta, tatbikatların davranışa dönüşmesi için anaokulundan başlayarak afet bilincini ve kültürünü yaymak gerektiğini söyledi. Usta, “Bütün taşlarımızı alıyoruz, bekliyoruz, sirenler çalmaya başlayınca taşları yerine oturtmaya çalışıyoruz. Şurada, şu salonda bir deprem gerçekleşse nasıl kaçacağız, nasıl duracağız, nereden çıkacağız, nerede toplanacağız, bunları biliyor muyuz? Özellikle evlerimizi zemin etüdüne uygun olarak yapıyor muyuz, çalıştığımız kurumlar ne kadar dayanıklı, hastane-afet koordinasyon binası gibi kritik kuruluşlar ne durumda? Buraların ulaşımı, iletişimi, direnci çok güçlü olmalı. Bir felaket olur, çevre illerden destek gelir, yaraları sararız ve bitiririz. Bu anlayışı değiştirmek durumundayız. Önümüzde bir İstanbul depremi gerçeği var. Arama-kurtarma personelimiz istediği kadar güçlü olsun, deprem olup bina yere çöktüğü zaman onun altından canlı çıkarmak çok çok zor bir iştir. Bunun için 2009’da bütünleşik afet yönetimi sistemi olarak çıkan modülü daha emin yürümemiz lazım. Yoksa depremlerle baş edemeyiz. İşin özü, risklerimizi azaltmaktır. Ön basamağı gerçekleştirmezsek lokasyonu büyük olacak depremlerde başarılı olamayız. Tedbiri zamanında ve doğru şekilde alırsak müdahaleye gerek kalmayacaktır.” Panele katılarak katkı sağlayan akademisyenlere teşekkür plaketi verilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimi ile program tamamlandı. -
05.02.2024Gerçek Değerlerin Gözde Eseri “Karadeniz’de Hoca Olmak” Yayında
Üniversitemiz İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi; Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemine şahit olmuş hocalara yetişmiş olan kişileri bularak kendileriyle yapılan söyleşileri literatüre geçirdi… “Karadeniz’de Hoca Olmak” adlı kitap ve seri videolarda akademisyenlerin tabiri ile; “Trabzon fabrika gibi hoca üretip ülkeye dağıtıyor.” Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa sürdürülen ve Ankara, Bursa, Sakarya, Rize gibi şehirleri de kapsayan çalışma sonunda hem yazılı hem belgesel-video nitelikli eserler hazırlayan akademisyenlerimiz, benzeri olmayan proje ile popüler kültüre esir edilmeye çalışılan olumsuz “Karadenizli Hoca” algısının baştan sona değişeceğinin altını çiziyor. Erken Cumhuriyet döneminde dinî ilimlerin öğretilmesine ve yayılmasına öncülük etmiş hocaları tanıma imkânı bulmuş Trabzonlu hocalardan hayatta olan 40 kişi ile birebir görüşmeler yapan akademisyenlerimiz çok önemli belge ve verileri bir araya toplayarak literatür yayını haline getirdi. Çalışma ile bir taraftan Trabzon’un yetiştirdiği hocaların ülkenin milli-manevi varlığı ve kimliği üzerindeki önemli etkileri röportaj ve belgelerle ortaya konulurken, diğer taraftan popüler kültürle zedelenen Karadenizli hoca imajının tevatür anlatımlara dayanan hataların düzeltilmesine de ciddi bir yol açıldı. KİTAP, VİDEO, KISA TANITIM FİLMLERİ Trabzon Üniversitesi İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi öncülüğünde hazırlanan “Karadeniz’de Hoca Olmak” adlı kitap Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yayım aşamasına geldi. Projede, kapsamlı kitap eserinin yanı sıra belgesel içerikli video ve kısa tanıtım filmleri de yer aldı. Çalışmanın sorumluluğunu üstlenen İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Süleyman Gür proje hakkında bilgi verirken, “Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde ülke genelinde ilmî eğitim verenlere yetişmiş Trabzonlu hocalarımızla çeşitli illerde görüşmeler gerçekleştirdik. Hocalarımızın şahsiyetleri ile birlikte birbirinden önemli hizmetlerini ve eserlerini ortaya çıkardık. Bu hocaların son derece oturaklı, eğitici ağırlığını taşıyan insanlar olduğu gerçeğine tanık olduk. Eserin doğal çıktıları arasında Trabzonlu hocalar algısının popüler kültürün etkisinden kurtarılabileceği de yer aldı. Karadenizli hocalar hakiki manada ilmî konularda son derece ciddi beşeri münasebetlerde hazır cevap ve nüktedan. Kitabımızın içeriği aynı zamanda video kayıtları ile de yayımlanmakta olup umuyoruz ki literatürde kalıcı olacaktır” ifadelerini kullandı. Tam ismiyle “Karadeniz’de Hoca Olmak: Hatıralara Yansıyan Yönleriyle Yakın Dönemde Dinî Hayat” isimli belgesel nitelikli kitap ve video serisinin geçen yıl başlatılan hazırlık aşaması 536 sayfalık dev bir eser ve video filmlerle tamamlandı. Çalışmanın semeresi içinde ayrıca özel başlıklı kısa filmlerin de yer aldığını belirten Doç. Dr. Süleyman Gür devamla şunları söyledi: “Özellikle Osmanlı’nın son iki asrında Trabzon’dan yetişen hoca efendilerin ülkenin dini hayatında büyük etkisi olduğunu biliyoruz. Bu etkilerin izlerini içtimai ve medeni olarak görebilmek ve kendilerini tanıyıp onlardan temin edeceğimiz bilgi-belgelerle hem bugüne, hem de geleceğe ışık tutabilmek için geniş kapsamlı bir proje başlattık. O yıllarda Trabzon’dan çıkarak yurdun dört bir yanında eğitimler vermiş hocalarımıza ve onlarla çalışmış hocalara bizzat ulaştık. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda destek aldık. Paydaş olarak bize katkı veren belediye yetkililerimize teşekkür ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin röportajlarını, videolardan seçilen özel fragmanları, videoların dökümünden oluşan proje kitabımızı ve genel değerlendirmeleri içeren tanıtıcı giriş yazımızı büyük bir heyecanla toplumumuza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.” Projenin Trabzon’un yakın dönem yerel tarihi açısından önemli olduğu kadar Türkiye’nin son bir asırdaki dinî hayatına katkı sağlama noktasında önemli bir boşluğu doldurmuş olacağını vurgulayan Gür, “Bu anlamda beklentimiz ülkemizin farklı bölge ve şehirlerinde de benzer çalışmaların yapılmasıdır” dedi. PAYDAŞ KURUMLARA MÜTEŞEKKİRİZ Proje araştırmacılarından Doç. Dr. Eyüp Öztürk ise şu ifadeleri kullandı: “Çalışmamızda Trabzonlu hocalarımızın akademiye, dini hayata, sosyolojiye etkilerini araştırdık. Hocalarımızın o dönemde çalışma yapabilmeleri her bakımdan çok zordu. Hem eğitim yapıyorlar, hem de merkez siyasete dâhil olmayan bir vasatta çalışmalarını yürütüyorlardı. Dini ilimlerin tahsilini önemserken merkezi siyasetin hassasiyetlerini gözetiyorlardı. 60’lı yıllardan sonra hafızlık konusunda Trabzon’un rekor sayılara ulaştığını görüyoruz. Türkiye’nin birçok yerindeki Kur’an kurslarına bakıyoruz, Trabzon’da yetişen hocalar gidip bu kursları bizzat kurmuşlardır. Mülakat yaptığımız toplam 40 hocamız oldu. Böyle bir vakıa var, önemli hocalarımızın bir kısmı vefat edip gitmiş. Hayattakilerle bu vesile ile tanışmış olduk. Projeyi yürütürken desteğe ihtiyacımız vardı. İstanbul, Ankara, Bursa, Sakarya ve Rize gibi şehirlerde çekim ve görüşmeler yapmak için destek şarttı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun istişare ve yönlendirmesi ile Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve belediyemizin Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Erdem Zekeriya İskenderoğlu bize ciddi destek sağladılar. Maddi olarak belediye sponsorluğumuzu da üstlendi. Belgesel nitelikli pakette ayrıca bölge hayatını anlatan 90 ayrı kısa tanıtım videolarımız da mevcut. Bunlara sıradan olmayan başlıklar koyduk. Bize belge teslim eden hocaların belgelerini belgesel nitelikli olarak görüntülere yerleştirdik.” 2 ASIR SONRA BUGÜNLERE ULAŞMAK Projenin ilk ortaya çıktığında bölgede hemen fark edilemeyebileceğini, ancak orta vadede çok ciddi katkılar sağlayabileceğini anlatan proje yürütücüsü Doç. Dr. Selim Demirci ise, “Her ne kadar yerel bir çalışma gibi gözükse de ilerleyen günlerde birçok kişi ve kurumun işine yarayacak örnek bir çalışma ortaya çıktı. Yüz yıllık birikimi birleştiren benzeri yapılmamış bir proje ortaya çıkmış oldu. Trabzon ve Karadeniz için kalıcı bir eser olması yönüyle 200 yıl sonra bölge ile ilgili bir çalışma yapacak olan araştırmacılar kaynakları canlı şekilde dinleyebilecek. Köyündeki insanların dönemin hocası ile diyaloğunu izleyecek. Hayatlarını, ilim düzeylerini ve manevi katkılarını belgeleriyle okuyup öğrenebilecek. Kitap ve videoların yanı sıra 90 kısa tanıtım filmi seçtik. Videolardan vurucu ve dikkat çekici bölümleri ele alarak teaser’lar da hazırladık. Uzun soluklu bir çalışma oldu. Dini kurum ve şahısları zan altında bırakacak, cevap hakkı doğuracak ya da siyasi içerik oluşturabilecek bölümleri kapsam dışı tuttuk. Resmi işler biraz yavaş yürüdüğü için zorlandık ama iki ayda 40 görüşme yaptık. Birçok ilde yüz yüze görüşmeler yapıldı, bu kişiler ülkemize sadece ilmî anlamda katkısı olan kimseler değildir; aynı bazı müesseselerin kurumsallaşmasına katkı sağlamışlardır. Mesela Diyanet’in kurumsallaşmasına Rıza Selimbaşoğlu ve Şükrü Öztürk hocaların ciddi katkıları olmuştur. Örneğin yine Trabzon İmam Hatip Lisesi’nin kuruluşunda nasıl bir tablo oluştuğu bu eserle ortaya çıktı. Bazı köylerin ilmî faaliyetlerde rağbet görmesini kolaylaştıran unsurları ve bazı ilim adamlarının medreselerden imam hatip okullarına geçişteki katkılarını ortaya koyduk. Cumhuriyet tarihinin ilk Kıraat İhtisas Kursu 1968’de Of-Uğurlu köyünde yapılmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte insanların yeniye nasıl intibak sağladığı, var olan gelenekleri nasıl muhafaza ettiği ortaya çıkmış oldu. Projede görüştüğümüz hocaların tamamı proje ekibince belirlenen bazı kriterlere göre seçilmiştir. Medreseler, İmam-Hatipler ve Diyanet söz konusu olduğunda anlatacakları olan kişileri seçmeye çalıştık.” MEŞHUR MABETLERDE TRABZON İZLERİ Proje Araştırmacılarından Doç. Dr. Şenol Saylan da şunları dile getirdi: “Eserimiz bölgesel ve ulusal çapta literatüre büyük katkı verecek. Karadeniz ve İslamî İlimler denilince Of-Çaykara vadisinin ağırlığı biliniyordu. Ancak biz Trabzon’un her noktasından hocalara ulaştık. Türkiye’de cami denince akla ilk gelen bazı meşhur camilerin mihrabını dolduran hocaların Trabzonlular olduğunu ortaya çıkardık. Süleymaniye Camii’nde Süleyman Mollaibrahimoğlu, Sultanahmet Camii’nde Emrullah Hatipoğlu, Yıldız Hamidiye Camii’nde Abdullah Hatipoğlu, Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde Fikret Latifoğlu görev yapmışlar. Bu durum, Trabzon’un kıraat sahasındaki düzeyini gösterir. Trabzon’da kıraat eğitimi almış hocalar sadece imamlık yapmayıp ihtisas düzeyinde kıraat öğretimiyle de ilgilenmişlerdir. İstanbul Gözcübaba Camii’nde imam-hatiplik yapan Kurrâ-Hafız İbrahim Tanrıkulu hoca bu örneklerden birisidir.” NESİL OLARAK HEPSİNE MİNNETTARIZ Çalışmanın tarihe ışık tutarak geleceğe projeksiyon olacağını söyleyen proje araştırmacılarından Öğr. Gör. Ahmet Cevdet Karaca ise şunları dile getirdi: “Trabzon özelinde, Osmanlı’nın son dönemlerinde dikkat çekici bir şekilde bazı köylerde iki-üç ayrı medresenin var olduğu görülmektedir. Buralarda çok sayıda müderris bulunmuş ve talebe okumuş, bunların önemli bir kısmı da köyde yatılı olarak kalmışlar. Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet döneminde din eğitimi daha ziyade sivil inisiyatifle; yani halkın katkılarıyla yürütülmüş. Talebelerin kimisi köylülerin boş olan evlerini tutup bir arada kalmış. Kimisi de ailelerin yanına yerleşip evin bir bireyi gibi 5-6 sene kalarak tahsil görmüşler. Bazen bir camide 15-20 kişi bir arada kalıyorlar!.. Biraz iddialı olacak ama Trabzon fabrika gibi hoca üretip ülkemizin muhtelif yerlerine dağıtmış. Bunun için sadece Ramazanlık için farklı şehirlere giden hocalara dair anlatımlar bile fikir verecektir. 60’lı yıllardan sonra imam-hatip okulları açılmaya başlanıncaya kadar bulunan tedrisat boşluğunu Trabzon çok iyi doldurmuş. Ferdî gayretlerle ve halkın desteğiyle köylerde eğitim kurumları açılarak köylüler tarafından desteklenmiş. Nesil olarak biz hepsine minnettarız.” Proje araştırmacılarından Fatih Topaloğlu da çalışmanın farklı bir yönüne değinirken şunları söyledi: “Bu çalışma İlâhiyat Fakültesi ve fakültede yapılan ihtisas kursundan mezun olan bursiyer üç öğrencinin katkı sunması açısından özel bir anlam taşıyor. Rabia Düzenli, Cansel Akgül ve Serpil Arslan isimli öğrencilerimiz de bizlere projenin farklı aşamalarında destek verdiler. Bu gibi çalışmaların farklı şehirlerde ve daha da geliştirilerek yapılmasının ülkenin yakın dönem hafızasını besleyeceğine inanıyoruz.” Projenin tanıtım sayfası ve içeriklere erişmek için tıklayınız. -
19.01.2024Üniversitemiz Öğrencileri ile Buluşan KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Birlik Vurgusu
Üniversitemizi ziyaret eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezimiz ile Ortahisar Belediyesi’nin birlikte düzenlediği “Kariyer Söyleşisi” konulu geniş içerikli sohbet etkinliğinde Trabzon Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi. Önce Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından Üniversitemiz Merkez Yerleşkesinde ağırlanan konuk Cumhurbaşkanı, daha sonra beraberindeki heyetle birlikte Akçaabat ilçe merkezindeki Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültemize geçti. Burada Üniversitemiz Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Recep Çolak’ın açılış ve karşılama konuşması ile başlayan programın devamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar söz aldı ve gördüğü yakın ilgiden dolayı Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile genç öğrencilere teşekkür etti. Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Akçaabat Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Trabzon Başkonsolosu Erek Çağatay, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Üniversitemiz yönetimi, dekanlarımız ve akademisyenlerimizin yanı sıra siyasi parti il yöneticileri ve iş adamlarının da hazır bulunduğu programa öğrencilerimiz büyük ilgi gösterdi. Üniversiteli gençlere birlik beraberliğin önemini anlatan Tatar, Kıbrıs tarihi, Kıbrıs sorunu ve KKTC ile ilgili bilgi verirken şunları kaydetti: “Kıbrıs bizim için olduğu gibi Türkiye için de çok önemli ve değerli bir ada. Kıbrıs Türk Halkı Türkiye’ye minnettar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyorum. Biz de Türk Halkı gibi her zaman onun izinden gitmekteyiz. KKTC olarak son dönemlerde eğitim alanında atılımlar yaptık. Turizmle birlikte eğitim yatırımlarının da gelişimini hedefliyoruz. Yakın geçmişte pandemi, savaşlar ve depremler bize de çok zor günler yaşattı. Yeni dönemde Türkiye’nin sağlayacağı gelişmelerin KKTC’ye de olumlu etkilerinin olacağına inanıyoruz. Bazıları kabullenmek istemese de KKTC bölgemizde bağımsız bir Türk devletidir. Türkiye’nin de desteğiyle başta Türk Devletleri Teşkilatı olmak üzere uluslararası alanda görünürlüğü ve tanınırlığının artması için bir dizi çalışma yürütüyoruz. Türkiye’den çıkarak Akdeniz’in altından adaya gelen temiz suyu hem evlerde hem de tarım alanlarında kullanıyoruz. Bununla birlikte KKTC bölgedeki enerji kaynakları açısından da önemli bir stratejik alanda yer alıyor. Daha büyük yatırım projelerinde de yer alabileceğiz. Özellikle Mavi Vatan ile ilgili olarak KKTC ile Türkiye’nin işbirliği ile yapılan anlaşmalarla yetki alanlarımız arttı. Hava sahası ve deniz güvenliği daha da iyi sağlandı. Bunun için birlik beraberliğimizi korumamızın daimi önemi var. Siz gençlere de birlik beraberliğinizi ilelebet sürdürmenizi tavsiye ediyorum.” Osmanlı Devleti’nin tarafından İngiltere’ye kiralanan adanın ilhak edilmesi sonrası Yunan adasına dönüştürülmek istendiğini, ancak Kıbrıs Türk Halkının mücadelesi sonrası Türkiye’nin büyük desteğiyle KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak medeni dünyada yerini aldığını belirten Tatar, milli davalarının halen Türkiye ile birlikte sürdürüldüğünü, KKTC’nin her alanda geliştirilmesi ve uluslararası görünürlüğünün sağlanması için de çalıştıklarını vurguladı. Tatar şöyle devam etti: “Bölgede bağımsızlık barış güvenlik ve huzurun teminatıyız. Türkiye ile sarsılmaz bağlarımız var. Trabzon ile KKTC arasında da yakın bağlarımız var. 1974 sonrası bu bölgeden ülkemize yerleşen 30 bine yakın vatandaşımız bulunuyor. Kıbrıs’ın Osmanlı Devleti tarafından fethinin 500 yıla yaklaştı. Bu sürede ciddi bir birlik beraberlik sağlamayı başardık. Şimdi de KKTC’yi geleceğe emin adımlarla taşımak amacıyla her alanda Türkiye ile birlikte ciddi şekilde çalışmaktayız. Trabzon ile direkt uçuşların yeniden başlatılması sağlanırsa karşılıklı ilişkilerin her anlamda gelişeceğine inanıyorum. Kıbrıs Türk halkının büyük bedeller ödeyerek bugünlere geldiğini ve sizin de Türk Gençliği milli davanıza sahip çıkmanız gerektiğini asla unutmayın. KKTC’ye destek verin. Uluslararası temaslarda bizi savunun. Türkiye’nin ikinci yüzyılında önemli bir yere sahip olacaksınız. Kişisel gelişime önem verin.” Cumhurbaşkanı Ersin Tatar programın devamında, öğrencilerin sorularını da yanıtladı. Tatar gençlere eğitim, turizm, inşaat, yatırım ve tarım alanları ile ilgili detaylı bilgiler verirken KKTC’nin gelişen bir devlet olduğunu, çok sayıda ülkeden yatırım aldığını, bazı alanlarda sıkıntılar yaşansa da devletin gereken önlemleri almak için yasal düzenlemeler yaptığını anlattı. Tarımsal arazilerin korunması gerektiğini vurgulayan Tatar, KKTC’nin bağımsız, egemen bir devlet olarak yoluna devam edeceğini ifade etti. Konuk Cumhurbaşkanı ayrıca Kapalı Maraş açılımı, Pile-Yiğitler yolu yapımındaki sıkıntılar, KKTC’nin deniz yetki alanları, BM’nin tutumu ile ilgili öğrencilerin sorunlarını içtenlikle yanıtlarken öğrenciler, KKTC ziyareti taleplerini iletti. Programın sonunda Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a özel bir tablo takdim etti. Gençlerden büyük alkış alan misafir Cumhurbaşkanı da çeşitli temas ve bilimsel organizasyonlar için geldiği Trabzon’da gördüğü ilgi ve yakınlıktan dolayı son derece memnun ayrıldığını dile getirdi.. -
17.01.2024Kalite Komisyonumuz 2024 Yılının İlk Toplantısını Yaptı
Üniversitemiz Kalite Komisyonu 2024 yılının ilk toplantısını gerçekleştirdi. Komisyon üyelerinin katıldığı toplantıda Kalite süreçlerinden sorumlu rektör yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun kalite değerlendirme süreçleri ve Kurumsal İç Değerlendirme Raporu (KİDR) yazımına dair bilgilendirmede bulundu. Üniversitede sürdürülen uygulamalarda kalitenin artırılması ve standartlaşmanın sağlanması konusunda fikir alışverişi yapılmasının ardından üyeler arasında görev dağılımı gerçekleştirildi ve alt komisyonlar belirlendi. Toplantı 2024 yılı boyunca düzenli şekilde gerçekleştirilecek Kalite Komisyonu toplantı günlerinin belirlenmesi ile tamamlandı. -
16.01.2024Desteklediğimiz Projeden Dünya ve Türkiye için Yeni Keşifler
Trabzon Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince desteklenen 20TAP00123 kodlu ve “Trabzon ilinde yayılış gösteren lamelli mantarlar üzerinde morfolojik ve moleküler çalışmalar” başlıklı Temel Araştırma Projesi Mayıs 2020-2023 tarihleri arasında tamamlandı. Yürütücülüğünü Fatih Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Alanları Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul SESLİ’nin üstlendiği proje kapsamında bilim dünyası için 3 yeni tür keşfedildi ve Türkiye Mikotası’na ise 23 yeni kayıt eklendi. Keşfedilen türler içerisinde endemik olanlar ve dünya üzerinde soyu tükenmekte olan canlıların yer aldığı kırmızı listede yer alanlar bulunuyor. Proje sonuçlarından üç yıl içerisinde toplam 22 makale üretildi. Bu makalelerin 21 tanesi yayımlandı ve 1 tanesi ise baskı aşamasında. Makalelerin yayımlandığı dergilerin 3 tanesi SCI-expanded, 16 tanesi ise TR-DİZİN kapsamında olup 2 tanesi yurt dışı ve 1 tanesi ise yurt içi hakemli dergi statüsünde yer alıyor. -
10.01.2024Kurumsal Değerlendirme Raporlarımız Açıklandı
Üniversitemizin 2023 Yılı iç ve dış kurumsal raporlarının paylaşıldığı toplantı Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu başkanlığında gerçekleştirildi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugün burada önemli bir konu üzerinde sizleri bilgilendirmek, sizlerin desteğini daha etkin bir şekilde almak ve bu süreçleri daha etkin bir şekilde yürütebilmek için bir toplantı düzenledik. Kurum içi değerlendirme süreçleri ile ilgili olarak sizlerle bu toplantıyı yapmamızın temel nedeni sürecin sadece rektörlük düzeyinde ele alınıp sonlandırılacak bir durumun ötesinde olmasıdır. Bütün programlardan anabilim dallarından başlayıp bize gelecek verilere göre bizim de bunları işleyip üst makamlara sunacağımız şekilde sizlerle birlikte olmayı uygun gördük. Malumunuz, artık üniversiteler iç ve dış değerlendirme kriterleri ile değerlendiriliyor. Üniversite kelimesinin kelime anlamına baktığımızda evrensel birer akademik kurum olarak sadece ülkede değil, ülke dışında ve dünyada görünür, tanınır, bilinir olma yolunda adımlar atması gerekiyor. Trabzon Üniversitesi olarak en köklü birimlerin bizde olması hasebiyle görünürlük sürecinde hak ettiğimiz yerde olmamız için bu toplantı son derece önemli. Bu süreç hep birlikte ortak çalışma ile ortak bir bilinçle, ortak çaba, enerji ve sinerjiyle yürütülebilecek ve sonuç alınabilecek bir süreçtir. Üniversitemizin şu anda nöbetinde olan bir rektör olarak sizden ricam, elinizden gelen en üst düzey katkıyı vermenizdir. Alacağımızın güzel sonuçların yansımaları ortak başarımız ve sevincimiz olacaktır. Üniversitemizin geleceği için hayati önem arz edecektir. Önemli düzeyde bir katılım sağladığınız ve bizi yalnız bırakmadığınız için size teşekkür ediyorum. Bize vereceğiniz desteğin hiyerarşik kademelere de dikkat ederek artmasını bekliyoruz. Buna bir bürokratik anlam yüklemiyorum, en küçük birimden rektörlüğe kadar tümevarım yöntemi ile gerçekleşecek bir süreçtir. Anabilim dalında, programda, bölümde ya da birimde bir çalışma yaptığınızda biz de onu en üst düzeyde birleştirerek mercilere sunacağız. Ortaya çıkacak sonuçlar hepimizi mutlu edecek sonuç olacaktır. Kalite süreçleri ile yakından ilgilenen rektör yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer hocamız bize yol yordam göstermiş olacak ve süreçleri özetleyecek. İstişare niteliğindeki bu toplantının başarılı sonuçlara varmasını niyaz ediyorum. Bu çalışmaya verdiğiniz ve vereceğiniz destek için şahsım, üniversitem ve çalışma ekibim adına hepinize teşekkür ediyorum.” Daha sonra sunum için söz alan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer özetle şunları söyledi: “Üniversitemiz kurulduğundan beri YÖKAK bünyesinde devam ettirdiğimiz çalışmalar iki aşamalıydı. 2020 yılında bir dış değerlendirme sürecinden geçtik. 2023 yılında aynı takım tarafından bir izleme sürecine tabi tutulduk. Bunun sonucunda elde edilen rapor yayınlandı. Kurumsal dış değerlendirme raporumuz sonunda YÖKAK tarafından güçlü yanlarımız ve geliştirmeye açık yanlarımız değerlendirildi. Büyük oranda memnuniyetlerini saha ziyaretlerinde bize ifade etmişlerdi. Belirtilen birçok geliştirmeye açık alanın iyileştirildiğini raporlarında ifade ettiler. Bu demek değildir ki işimiz bitti; biliyoruz ki ‘mükemmel iyinin düşmanıdır.’ Sürdürülebilir bu süreçte daha iyiyi hedefliyoruz. İç değerlendirme raporumuzu da oluşturacağız.” YÖKAK’ın üniversiteleri Liderlik, Eğitim-Öğretim, Araştırma-Geliştirme, Toplumsal Katkı başlıklarında değerlendirdiğine işaret eden Çimer, “Yeni bir üniversite olduğumuz için bize özel öncelikler belirlediler. Bize ödevler verdiler. Yeni bir üniversite olmamız bakımından 4 başlıkta da genel puanlarımız iyi. Raporda özetle her başlık için önemli oranda iyileştirme yaptığımız değerlendirildi. Bunlar güçlü yönlerimiz olarak gösterildi. Liderlik anlayışının ve koordinasyon kültürünün yerleşmeye başladığı vurgulandı. Üniversitemizin; değişim ihtiyacı farkındalığı ve değişimin yöntemlerinin bulunması, kurumun kamuoyuyla paylaşılan kuruma özel misyon vizyon ve politikalarının belirlenmiş olması konularında da iyi izlenimler aldı. Doğal afetlerle ilgili üniversite olarak bir koordinatörlük oluşturduk. Bağımlılıkla ilgili yoğun çalışmalarımız oldu; artık bir Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörlüğümüz var. Dijital dönüşüme büyük ağırlık verdik. Bunlar somut örneklerimiz. Uzaktan Eğitim Merkezimizin etkinliği ve Robotik Kodlama Merkezimizde eğitimlere başlamış olmamız değerli bulundu. Geliştirilmeye açık yönlerimiz de var. Bunların bir kısmını YÖKAK ziyaretinin ardından iyileştirdik, iyileştirmeye devam ediyoruz. Hiç başlamadıklarımızı en kısa zamanda oluşturacağız. Bu aşamada uygulamalarımızı daha etkin izlememiz gerektiğini değerlendiriyoruz. Özellikle YÖK’e sunduğumuz katkı ve faaliyet algoritmasının kanıtlarını oluşturmak, personele hizmet içi eğitimler vermek, şeffaflık ve organizasyonun iyileştirilmesi gibi başlıklarda ödevler aldık, bunları birliktelik ruhuyla ve titizlikle tamamlayacağız” dedi. YÖKAK’tan geliştirmeye açık yönlerden öncelikli olarak verilen başlıklar şöyle sıralandı; - Kalite kültürünün yaygınlaştırılması ve işlevsel hale getirilmesi - Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem al (PUKÖ) çevriminin kullanılması - Öz değerlendirme raporlarının hazırlanması - Mezun Takip Sistemi’nin kurulması - İç ve dış paydaşların kalite süreçlerine dahil edilmesi - İdari personelin performanslarının değerlendirilmesi - Web sayfasındaki bilgi eksikliklerinin giderilmesi Toplantıda ana sunumu gerçekleştiren Prof. Dr. Atilla Çimer toplantının sonunda Kurumsal İç Değerlendirme Raporunun tüm akademik ve idari birimler ile uygulama ve araştırma merkezileri ve koordinatörlükler tarafından hazırlanmasına yönelik temel usul ve esaslar ile ilkeler hakkında somut örnekler ile birlikte bilgilendirme yaptı. 2023 yılı Kurumsal İç Değerlendirme Raporu hazırlanma süreci ve takvimine yönelik plan ve beklentileri anlattı. Yaklaşık iki saat süren toplantı, katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla sona erdi. -
10.01.2024Akademisyenlerimiz Sahnede ‘Parla’dı
Üniversitemiz Akademisyenler Türk Halk Müziği Topluluğu ‘100. Yıl Konseri’nde Türk Halk Müziğinin seçkin örnekleri ile müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Özellikle “Parla” marşını başarıyla okuyan koro ayakta alkışlandı. Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümümüz Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Görevlileri Özlem Aydın ile Köksal Ayşan yönetiminde icra edilen “100. Yıl Konseri” adlı müzik ziyafetinin korosunda Üniversitemizin farklı akademik birimlerinde görev yapan akademisyenler, idari personel, öğrenciler ve konuk sanatçılar yer aldı. Türk Halk Müziği eserlerinden oluşan konserin sunuculuğunu Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Araştırma Görevlisi Aybüke Baştürk üstlendi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi'nde yoğun katılımla verilen konsere, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer fakülte dekanlarımız, akademik, idari personelimiz ile öğrenciler ve müzikseverler katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra seslendirilen seçkin eserler dinleyenleri duygulandırdı. Ziyafet sonunda koro şeflerine çiçek ve teşekkür belgesi takdim eden ve Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu'nun koronun özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ve tebriklerini ileten Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer; “Maalesef 2023 yılına depremlerle başladık. Ülke olarak sarsıldık ama bir ve beraber olduk. O duyguyu yaşatıyoruz ve unutmuyoruz. Arkadaşlarımız geçtiğimiz yıl büyük bir özveri ile bu koro ile çalışmaya başladılar. Bölgemizde ve ülkemizdeki afetler sebebiyle konseri ertelemek zorunda kaldık. İkinci kez konserin icrası için hazırlandıklarında da tehir ettik, nitekim Irak’ın kuzeyinde 12 kahraman Mehmetçiğimizi kaybettik, hepsini rahmetle anıyorum. Değerli hocalarımız uzun süredir çalışmalarına bu şekilde devam ettiler ve Cumhuriyetimizin 100. Yılı adına bu konseri düzenlediler. Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşları ile Türk Milletinin varlığı birliği için, Bayrağımızın dalgalanması için hayatlarını feda etmiş olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize bize bu güzel ülkeyi bıraktıkları için sağlık sıhhat diliyorum. İki saatlik bir performansla Erzurum, Tokat, Kırşehir, Ankara, Kars, İzmir gibi yörelerden kimisi neşe, kimisi mutluluk, kimisi aşk, kimisi de gurbet acısı anlatan eserlerle bizi duygulandırdılar. Koromuzun büyük performansı karşısında çok gururlandık, çok mutlu olduk. Yoğun bir çaba ile bu programı hazırlayan akademisyenlerimize ve koromuza teşekkür ediyorum” dedi. Prof. Dr. Çimer ayrıca, Üniversite Türk Halk Müziği korosunu kurumsallaştıracaklarını da vurgularken, “Başka yerlerde de İnşallah bizi başarıyla temsil edecekler. Bunun da sözünü buradan vererek en içten saygılarımı sunuyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Fatih Eğitim Fakültesi Öğr. Gör. Şef Köksal Ayşan’ın yönettiği koro ve sazlar uyumları ile göz doldururken konseri izlemeye gelen türküseverler özel bir ziyafete tanık oldu. Birbirinden güzel eserler seslendiren korist ve solistler, göz alıcı performansları ile dakikalarca alkışlandı. Konser salonunu dolduran dinleyiciler, Cumhuriyetinin 100. yıl kutlamaları boyunca seslendirilirken halen birçok tören ve mecrada büyük beğeni toplayan “Parla” marşını büyük bir coşku ile icra etti. Tüyleri diken diken eden “Parla” marşına baştan sona eşlik eden dolu salon, başarılı koroyu ayakta alkışladı. -
09.01.2024Üniversitemizde Erasmus Akreditasyonu ve Kültür Programı-3 Projesi Protokolü
"Erasmus Akreditasyonu Yabancı Dil ve Kültür Programı Projesi - 3" kapsamında Rektörlğümüz ile İl Millî Eğitim Müdürlüğü arasındaki protokolün süresi Rektörümüz Sn. Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve İl Millî Eğitim Müdürü Sn. Hasan Uygun’un imzalarıyla uzatıldı. Fatih Yerleşkemizdeki Senato Toplantı Salonu’nda gerçekleşen protokol imza törenine Üniversitemizi temsilen Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü adına da İl Müdürü Hasan Uygun katıldı. Protokol, Rektörümüz Âşıkkutlu ile İl Milli Eğitim Müdürü Uygun tarafından imza altına alındı. İmzalanan protokolle Trabzon İl Millî Eğitim Müdürlüğü bünyesinde görev yapmakta olan öğretmen ve öğrencilerin yabancı dil becerilerini artırmak, katılımcı öğretmen ve öğrencilerin hareketlilik öncesi dilsel ve kültürel hazırlıklarını tamamlamak, yabancı dilde iletişim kurma becerilerini geliştirmek, yabancı dil eğitiminde kullanılan yenilikçi yöntem ve teknikler ile katılımcıların yabancı dil gelişimini desteklemek, öğretmen ve öğrencilerin yabancı dil becerilerinin geliştirilmesine yönelik işbirliğini güçlendirmenin amaçlandığı vurgulandı. Trabzon İl Millî Eğitim Müdürlüğü Erasmus Akreditasyonu Yabancı Dil ve Kültür Programı 3 ile Trabzon’daki Erasmus projeleri kapsamında yurtdışı faaliyetlerine katılacak olan öğretmen ve öğrencileri yurtdışı faaliyetlerini en iyi şekilde hazırlamak ve bu bağlamda üniversite ile iş birliği yaparak alınacak eğitimlerin kalitesini artırma projesi ise programın ana içeriğini oluşturuyor. -
09.01.2024Üniversitemizde Kültür Sanat Festivali “Yönetmen Öğretmen” Protokolü
Üniversitemizle İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Trabzon Devlet Tiyatrosu arasında “Kültür Sanat Festivali Yönetmen Öğretmen” iş birliği protokolü imzalandı. Üniversitemiz Senato Toplantı Salonu’nda gerçekleşen protokol imza törenine Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Trabzon İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Uygun ve Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Ahmet Uzuner katıldı. Rektör Âşıkkutlu, İl Milli Eğitim Müdürü Uygun ve İl Devlet Tiyatrosu Müdürü Uzuner tarafından imza altına alınan protokolle her üç kurum arasında Yönetmen-Öğretmen Tiyatro Festivali kapsamında öğrencilerin güzel sanatlar alanındaki yetenek ve becerilerini artırmak, serbest zamanlarını değerlendirmek, sanatın ve tiyatronun insan yaşamındaki önemini kavratabilmek, gençlerin sanatsal duygularını harekete geçirebilmek, tiyatronun evrensel dilini kullanarak sanatla barışık, ekip çalışmasına uyumlu, kendini iyi ifade edebilen, üretebilmenin coşkusunu yaşayan öğrenci profili oluşturabilmek, öğrencileri bu konuda cesaretlendirebilmek ve en önemlisi onları iyi birer tiyatro izleyicisi yaparak bir eseri sergileyebilmelerinin amaçlandığı belirtildi. Bununla birlikte sahne sanatlarına ilgili yönetmen/öğretmenlerin kendilerini geliştirebilecekleri ve deneyimlerini paylaşabilecekleri bir platform oluşturulması da protokolün amaçları içinde gösteriliyor. -
09.01.2024DOKKAF’24 Başarıyla Tamamlandı
2024 Doğu Karadeniz Kariyer Fuarı Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin himayesinde, Karadeniz Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde, Üniversitemiz, Avrasya Üniversitesi, Giresun Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi paydaşlığında gerçekleştirildi. Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi Biyoteknoloji ve İnovasyon Merkezinde bu yıl dördüncüsü düzenlenen ve altmışın üzerinde etkinliğin gerçekleştiği fuara yaklaşık 14 bin öğrenci ve mezun ile 200’e yakın kamu/özel işveren kuruluşu katıldı. Öğrenci ve mezunların kariyer planlama süreçlerine, iş ve staj olanaklarıyla buluşmasına ve bölgesel fırsat eşitliği sağlanmasına katkı sunmayı hedefleyen fuar öğrenci ve mezunların yanı sıra iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. -
09.01.2024
"Şiddetin Her Türlüsüne Karşıyız"
2024 yılının Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yılı olarak belirlenmesinden sonra bu yöndeki bilgilendirme ve işbirliği programları hız kazandı. Şiddeti Önleme ve İzleme Trabzon Merkez Müdürlüğü (ŞÖNİM) yetkilileri ile Üniversitemiz yönetimi toplantı yaparak gençlerin bilinçlendirilmesi amacına dönük ortak yol haritası hazırladı. Faaliyetler kapsamında bir de dijital sergi açılması planlanıyor… Şiddeti Önleme ve İzleme Trabzon Merkez Müdürlüğü ile Üniversitemiz arasında kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik mücadele planı hazırlandı. Bu amaçla bugün Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer’in odasında gerçekleştirilen toplantıda kısa adı ŞÖNİM olan “Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi” Müdürlüğü Kuruluş Müdürü Neşe Uzuner, müdür yardımcılarından Ayşenur Ünal ve meslek uzmanları bir araya geldi. Kadına yönelik şiddetle mücadele alanında gerçekleştirilebilecek etkinliklere ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda, ‘Mücadele Eylem Planı’ içeriğine yönelik görüş alışverişinde bulunuldu ve yol haritası hazırlandı. Bu çerçevede ilk olarak dersliklerde ön eğitim bilgilendirmeleri yapılması, bina girişlerinde stand kurulması, kantinlerde ‘Bi kahve içelim mi’ isimli yüz yüze projenin olgunlaştırılması başlıkları yer alacak. Faaliyet kapsamında şiddetle mücadele bilinci ve duyarlılığının geliştirilmesi amacıyla özel bir dijital sergi hazırlanacak. Değerlendirmeye göre, bahse konu toplantıda Trabzon Üniversitesi programlarında yer alan Topluma Hizmet Uygulamaları dersinde sahada işbirliği hususlarında da anlaşma sağlanırken özellikle geleneksel bahar şenliklerinde etkinliklerin kampüs ve çevresinde yoğunlaştırılması kararına varıldı. ŞÖNİM yetkililerine ziyaretlerinden dolayı teşekkür eden Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, “Cumhurbaşkanlığı faaliyet planının öncelikli başlıkları arasında 2024 Yılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele yer alıyor. Bu çerçevede interaktif toplantılara katılım gösteriyoruz. Şiddetin her türlüsü ile mücadele etmek ve bu konuda toplumsal bilinçlendirme uyandırmak için çalışıyoruz. Şiddet belli bir birimin ya da çevrenin değil, hepimizin sorunu. Üniversite olarak şiddetin karşısındaki her türlü organizasyonda etkin olarak yer alacağız. Duyarlılık gösteren gönüllülere ve paydaşlara teşekkür ediyoruz” dedi. Toplantıda TRÜ Sağlık Spor ve Kültür Daire Başkanlığımız şube müdürlerinden Tuğba Aslan da yer aldı. -
08.01.2024Doğu Karadeniz Kariyer Fuarı'nda Görkemli Açılış
Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonuyla aralarında Üniversitemizin de paydaş olarak yer aldığı 6 üniversitenin katılımı ile hazırlanan ve kısa adı DOKKAF 2024 olan Doğu Karadeniz Kariyer Fuarı görkemli açılış töreniyle başladı. Trabzon Üniversitesi’nin paydaş olarak yer aldığı ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen Doğu Karadeniz Kariyer Fuarının Trabzon Bioteknoloji ve İnovasyon Merkezi’ndeki açılış töreni; Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Vali Aziz Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, CBİKO Yetenek Kapısı ve Organizasyon Daire Başkanı Dr. Neşe Gülmez, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Çelebi ile rektörler, mülki erkân ve çok sayıda öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Avrasya Üniversitesi, Giresun Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ile paydaş olarak organizasyonda yer alan Üniversitemizi Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetimi birlikte temsil etti. Yapılan konuşmalarda özetle, organizasyonun öğrenciler ve mezunlar için birçok kazanımı bir arada sunacağına işaret edilirken. Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Şeref Malkoç Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle oluşturulan İnsan Kaynakları Ofisi'nin önemine işaret ederek, "Türkiye son 10-15 yılda, her alanda çok büyük mesafeler aldı. Bu gelişmelerin en önemli alanı eğitim oldu ve bu alana çok önemli bütçeler ayrıldı. Ar-Ge’ye tahsis edilen pay 10 kat arttı. Bilimde, teknolojide yeni bir çığır açılıyor. Bu noktada önemli olan gayrettir. 21. yüzyılın, Türkiye Yüzyılı olacağından şüphemiz yok. Türkiye’nin bu şahlanışını hiçbir güç durduramayacaktır” dedi. Vali Aziz Yıldırım ise “Büyük düşünmek, büyük hayaller kurmak demektir. Sektörün önde gelen temsilcileri ile burada yapacağınız görüşmelerle belki de hayallerinizi süsleyen fırsatlar karşınıza çıkacaktır. Bunu çok iyi değerlendirmenizi umut ediyorum” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Akçaabat Belediyesi Horon Ekibi tarafından davetlilere horon gösterisi sunuldu. Daha sonra Doğu Karadeniz Kariyer Fuarı’nın Onursal, Altın ve Gümüş Sponsoru temsilcilerine plaket takdim edildi ve temsilcilerle birlikte fuarın açılış kurdelesi kesildi. Açılış seremonisi sonrasında heyet, öğrenciler ve misafirlerle birlikte fuar alanını gezdi. Yoğun ilgi gören ve “Yetenek Her Yerde” temasıyla tüm gençlere birer yetenek oldukları bilinci aşılanarak iş imkânlarına erişimlerinde fırsat eşitliği kazandırılması suretiyle istihdam oranlarının yükseltilmesi amacını taşıyan geleneksel fuarda öğrencilerin kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra özel sektör temsilcileri ile birebir görüşmeleri sağlanacak. 15 bin ziyaretçinin beklendiği fuar 8-9 Ocak 2024 tarihlerinde açık olacak. -
05.01.2024Türkiye Yüzyılında Üniversite Gençliğini Konuştuk
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu öncülüğünde organize edilen Türkiye Yüzyılında Üniversite Gençliği konulu sempozyum Üniversitemizde gerçekleştirildi. Fatih Kampüsümüz içerisindeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen sempozyuma Yüksek İhtisas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Temizyürek, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özlem Baş, Yüksek İhtisas Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eda Ağaşçıoğlu ve Yüksek İhtisas Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Yeliz Güçer Öz konuşmacı olarak katıldı. Ayrıca Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Günay, Yozgat Bozok Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Güçlü ve HADO Türkiye Direktörü Koray Erdemir de programda hazır bulundu. Sempozyumdan önce Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’yu ziyaret eden misafir heyet, gördüğü yakın ve sıcak ilgiden memnun kalırken Rektörümüz tarafından kendilerine porselen kahve takımı hediye edildi. Heyette yer alan Prof. Dr. Mehmet Günay da Rektörümüze porselen bir vazo takdim etti. Programın moderatörlüğünü Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu üstlenirken, ev sahibi Üniversitemiz adına programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Çimer ile Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Bektaş ile Üniversitemizin farklı akademik ve idari birimlerinden öğretim elemanları, öğrenciler ve idari personel de katıldı. Federasyon sağlık kurulu olarak Türkiye yüzyılı damgası ile yeni yüzyıla hazırlanırken üniversite gençliğinin nitelikleri ne olmalı temalı bir araştırma yaptıklarını belirten Yüksek İhtisas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, “Çünkü her işi yönetme ve sırtlama sırası gençliğimize geliyor. Biz de gençliğimizin sağlıklı ve dengeli beslenmesi, hareket etmesi gerektiği, stresle baş etmesi ve stresten kurtulması gerektiği anlayışıyla bu başlıkları toplantı haline getirdik” dedi. Sunguroğlu şunları söyledi: “Bizi davet eden üniversitelerde bilinçlendirme sohbetleri gerçekleştiriyoruz. Çünkü Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu olarak gençlerimizi çok önemsiyoruz. Stres gerçeğinin geçmişi, insanlık tarihi kadar eski. Romalılar şehirleri kuşattığı çağlarda da insanlarda stres vardı. Bugünkü dünyamızda da var. Bilemiyoruz; belki uzayda bile stres olabilir. Stressiz bir dünya olmadığına göre bununla baş etmeyi öğrenmemiz şart.” STRESLE BAŞ ETMEK İÇİN İÇKİ İÇİLMEZ 35 yıllık hekimlik hayatında stresin her türlüsü ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Sunguroğlu, “Ben aynı zamanda Türk Kanser Kurumunun Başkan Yardımcısıyım. Trabzon’da da şubemiz var. Stres kanseri kolaylaştırmaktadır. Bağışıklık sistemini düşürüyor. Solunum ve mide-bağırsak sistemini bozuyor. Stresle karşılaşan insan ya kaçacak ya da savaşacaktır. Bizde ‘Çok sinirlenmeyin, yoksa gastrit-ülser-kanser baş gösterir’ derler. Çözüm olarak, sağlığımızı korumak için Türk Gençliği olarak stresle baş etmeyi öğreneceğiz. Ölüm korkusu, iş değişikliği, ev, okul, ortam değişimleri, evlenme, boşanma, gebelik, sınavlar, hatta tatil bile stres faktörleridir. Bunlarla baş etmek için yanlış metotlardan sıyrılmak gerekir. Bir duble iç, strese iyi gelir diye bir aldatmaca var. İçki endüstrisinin yanıltmasıdır. Yıllardır bu safsatalarla uğraşıyoruz, çünkü kansere bile yol açıyor. Hepsinin çözümü; dengeli beslenme, doğru sosyal ortamlar, planlama, zamanı iyi kullanma, uyku ve düzenli harekettir. Stresin iletişimi de bozduğunu unutmayın. İyi bir iletişim için ifade dilini doğru seçmek önemlidir. Önyargısız, temiz, kibar ve sen dilinden uzak bir iletişim şart” ifadelerini kullandı. YEREL OLMADAN EVRENSEL OLUNMAZ Gençlere sürekli yenilenmeyi tavsiye eden Prof. Dr. Fahri Temizyürek ise şunları kaydetti: “Önce tedbir alalım sonra çok çalışalım. Esasında çalışmak bütün dertlerin çözümünde en büyük ilaçtır. Hocaların hocası olarak bilinen Ankara Üniversitesi İlahiyat hocalarından Prof. Dr. Hüseyin Atay en yakınını kaybettiğinde dahi çalışırdı. Annesi vefat etti, taziyede bulunduk, kısa süre sonra, ‘müsaadenizle gençler ben odama geçip çalışmak istiyorum’ demişti. Çalışmak, asrımızın birçok hastalığına tedavi olacaktır. Başarılı insan öncelik sırasını doğru yapandır. Maalesef gençlerin hayatında çok fazla uyarıcı var. O da sizin sınavınız. Önünüzde çok alternatif bulunduğu için dikkatiniz dağılabiliyor. Gençlerimiz çok güzel insanlar. Gençler depremde aslan parçası gibiydi. Adeta kükrediler. Büyüklerinizin duyguları sel oldu. Siz görmediniz ama biz sizinle gözyaşlarımız içerisinde gurur duyduk. Gençlerimizin eksiklerini tolere edelim, giderelim, onları geleceğe daha güçlü hazırlayalım. Şimdi büyükler olarak hemen her şeyi sizin yerinize biz yapmaya çalışıyoruz. Halbuki siz çok nitelikli insanlarsınız, yaşınız gereği yapmanız gereken şeyleri siz yapmalısınız. Karpuz kesmeyi bilmeyen gençlerimiz var. Batılı gençler galiba bize göre daha avantajlı. Orada üniversitede okuyan herkes çalışıyor. Kendi parasını kendisi kazanır. İçinde bulunduğunuz şartların sağladığı imkanları iyi değerlendirin. Üniversiteniz çok güzel. Trabzon’un tarihi dokusu çok güzel. İlçeleri çok güzel. Şehir kütüphaneleriniz, tiyatro salonunuz var. Hiçbir oyunu kaçırmayın. Çünkü tiyatro 5 duyuya hitap eder. Aydın bir insanın özelliklerinin başında, içinde bulunduğu şehrin yetiştirdiği değerleri, tarihi, insanları tanımak gelir. Yerel olmadan evrensel olunmaz. Önce bu millete ait olanı öğrenin, ondan sonra pergelin diğer ayağını istediğiniz kadar açabilirsiniz. Dinlenmek ancak meşgaleyi değiştirmekle mümkün olur. BİLGİSAYAR OYUNU KÖTÜ ALIŞKANLIK MI? Duyarlılık ve farkındalık hususlarının bilinçlenmede önde geldiğini belirten Prof. Dr. Özlem Baş, “Kendinizi geliştirmek için olumlu alışkanlıklarınızı tespit edip geliştirmekle işe başlayabilirsiniz. Bilgisayar oynamak da olumlu bir alışkanlık olabilir. Bizde çocuk bilgisayarla fazla ilgili olmasın denir. Aman ders çalış, başka bir şeyle uğraşma şeklinde bir anlayış var. Oysa olumlu olan tüm alışkanlıklara ihtiyacımız var. Bir şeyi alışkanlık haline dönüştürüyorsak ve devam ettiriyorsak o zaman biz gerçekten öz disiplini gerçekten yerleşmiş biriyiz. Bunu düşündüğünüzde kendinize saygınız artacaktır. Yeni gelen nesillerin kendilerine saygı noktasında daha iyi yerde olduklarını gözlemliyoruz. Üniversite farklı bir ortamdır. Farklı insanlarla bir olursunuz. Bir de olumsuz alışkanlıklar var; bunlar hem çevresel, hem genetik, hem de ruhsal unsurlardan kaynaklanabiliyor. Freud’a göre, annesini emen çocuk bunu yeterince yapamadıysa hissettiği oral eksikliği ileride dolaylı olarak sigara kullanımı ile gidermeye çalışabiliyor. Her istediği yapılmış çocuklar ise anne-babalarını kaybettikten sonra alkol bağımlısı olabiliyor.” MÜZİKLİ DANSIN ALZHEİMER’A ETKİSİ Hareketli olmanın gençler için çok büyük pozitif önem arz ettiğini söyleyen Doç. Dr. Eda Ağaşçıoğlu ise birçok hastalıktan gençlikte veya ileri yaşlarda korunmanın da hareket etmekten geçtiğini dile getirdi. Dünyada en fazla ölüm vakasının kardiyovasküler hastalıklara bağlı olarak gerçekleştiğini belirten Ağaşçıoğlu, “Fiziksel hareketsizlik tek başına yaşamsal bir risk faktörüdür. Her sene dünyada 250 bin insan hareketsiz yaşadığı için ölüyor. Arabalar, masa başı işler, teknoloji gibi faktörler hareketsizliğimizi artırıyor. Kardiyo egzersizlerde düşük performans göstermenin takip eden 5-6 yıl içerisinde ciddi risk getireceği saptanmıştır. Yapılan çalışmalar, müzikli dans etkinliğine katılmanın Demans ve Alzheimer gibi rahatsızlıklara karşı koruyucu olduğunu göstermiştir. Benim tavsiyem, haftada 3 gün en azından yürüyüş yapın. Akciğer kapasitesi için ise yüzme en iyi gelen branştır” dedi. SU İÇMEK İÇİN SUSAMAYI BEKLEMEYİN Gençlikte beslenmenin önemine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Yeliz Güçer Öz de sunumunda, sağlıklı beslenmenin anne karnında başladığını vurguladı. Annenin hamilelik sürecinde yetersiz ya da yanlış beslenmesi halinde doğacak çocuğun obeziteye yakalanma riskinin arttığını ifade eden Öz şunları söyledi: “Fazla protein tüketmek fazla kas yapmak anlamına gelmez. Yeterli olanı dengelemek, beslenmede de optimal hareket etmek gereklidir. Her yaş grubunun süt ve süt ürünü tüketmesi lazım. Yoğurt, süt ya da kefir her yaşta önemlidir. Yeteri kadar et, mutlaka baklagiller, haftada en az bir kez balık, her gün bir yumurta yemek gerekir. Günde bir avuç sert kabuklu kuruyemiş ve meyve tüketmeyi öneriyoruz. Pirinç yerine bulguru tavsiye ediyoruz. Porsiyon kontrolüne dikkat ederek çikolata yiyebilirsiniz ancak mümkünse bitter çikolata yiyeceksiniz. Sütlü ya da beyaz çikolata çok az miktarda kakao, fazlaca şeker içerir. Gece atıştırmalarından uzak durun. Sağlığınızı bozup kilo aldırır. Vitamin takviyesi vitamin eksikliği durumunda alınabilir. Su içmek için susamayı beklemeyin. Her gün 2 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Ben su içmiyorum ama çok çay içiyorum diyenler vardır; kafeinli ve alkollü içecekler suyun yerini tutmaz. Bilakis su kaybına neden olur.” Programın kapanış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, 2019 yılında COVİD pandemisi ile hayatımızda birçok değişimler olduğuna işaret ederek “Pandemi döneminde kapanmaya bağlı olarak bilişim teknolojileri de hayatımıza hızlı bir giriş yaptı. O kadar ki; beslenmemizde, çalışmamızda ve spor davranışlarımızda önemli değişimler yaşandı. Hatta caddenin karşısındaki marketten ekmek almak için bile kurye çağırır olduk. Değerli eğitimcilerimizin katkılarını gerçekten değerli buluyoruz. Türk Gençliğinin yeniden uyanmasını ve tazelenmesine vesile olacak değerli konuşmaları için şahsım ve üniversitem adına kendilerine çok teşekkür ediyorum, iyi ki varlar” dedi. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer daha sonra katkılarından dolayı konuk konuşmacılara birer şükran belgesi takdim etti. -
29.12.2023ÖSYM Başkanı Ersoy Üniversitemizde
Birim ve hizmetleri ile bir dizi incelemede bulunmak üzere bölgemize gelen Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, Üniversitemizi ziyaret etti. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile görüşen Ersoy, Trabzon Üniversitesi’nin kısa zamanda akademik ve yapısal yönlerden ciddi bir dönüşüme imza attığını belirterek üniversite yönetimini tebrik etti. Ziyaretinden ve nezaketinden ötürü ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy’a teşekkürlerini ileten Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu da misafir başkana Trabzon el işi gümüş telkâri hediye etti. Ersoy’a ziyaretinde Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Necip Şimşek, Daire Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kesgin, Başkan Başdanışmanı İrfan Özüdoğru, ÖSYM Trabzon Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Çebi Bal, Koordinatör Yardımcısı Doç. Dr. Eyüp Öztürk ile Koordinatörlük Sekreteri Yavuz Örs eşlik etti. Üniversite yönetimimiz ve beraberindekilerle birlikte Fatih Yerleşkesi kampüsü içerisinde kısa bir gezi yapan Ersoy gördükleri ilgiden memnuniyetini dile getirirdi. -
22.12.2023Trabzon’un Üç Üniversitesi Filistin için Kıyamda
Trabzon Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Avrasya Üniversitesi rektörleri, akademik ve idari personel ile öğrencileri Filistin’de devam eden İsrail soykırımını lanetlemek için yürüdü. Trabzon şehir merkezindeki geniş katılımlı yürüyüşe siyasi parti il başkanları, sivil toplum örgütleri ile vatandaşlar da destek verdi. Yürüyüşün ardından Atatürk Anıtı önünde rektörler, uluslararası tel’in bildirisini okudu. Yürüyüşe Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı ve Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, akademisyenleri ile birlikte geldi. KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’nın Türkçe seslendirdiği bildiriyi Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu Arapça dilinde okudu. Konuşmalar sırasında katılımcıların zaman zaman duygulandığı gözlendi. Trabzon’un üç üniversitesi önderliğinde tertip edilen “Gazze’de Yaşanan Siyonizm Vahşetine Karşı Bağımsız Filistin için Kıyamdayız” konulu yürüyüş büyük ses getirdi. İsrail’e tel’in, Filistin’e dua ve destek yürüyüşüne akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar yoğun ilgi ve katılım gösterdi. Kahramanmaraş Caddesi boyunca yapılan yürüyüşte Filistin’e destek sloganları attı. KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Atatürk Anıtı önündeki topluluğa hitaben yaptığı konuşmada, zaman, mekân ve insan ayrımı yapmaksızın katliam yapan İsrail’i kınarken şunları beyan etti: “Özelde Gazze’de, genelde Filistin’de her geçen gün vahşi bir soykırım var. Bu soykırımın faili, Siyonist İsrail’dir. Saldırıları hepimizin vicdanını yaralıyor. Çünkü bir asra dayanan ölüm, zulüm ve işkence artık bir katliama dönüştü. Sözde insan hakları savunuculuğu konusunda mangalda kül bırakmayan ülke ve kuruluşların tamamı bu soykırıma nedense sessiz kalmıştır. 3 aya yaklaşan bu hukuk, ahlak ve vicdan dışı saldırıları yapanlara ve onlara destek verenlere değişik eylemlerle karşı koymak, her zaman onların yanında olan bizlere düşmüştür. Bu çerçevede biz Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon Üniversitesi ve Avrasya Üniversitesi akademisyenleri, personeli ve öğrencileri olarak insanlık dışı bu muamele karşısında sessiz kalmayacağımızı insani ve vicdani değer ve sorumluluklarımızın bir gereği olarak beyan ediyoruz. Bu bağlamda bölgede ve özellikle Gazze Şeridinde kalıcı bir barış tesisi için tüm ülkeleri, insan haklarının gereğinin ve uluslararası hukukun gereğini yapmaya davet ediyoruz. İsrail vahşetini lanetliyor, bugünden sonra da kardeş Filistin halkının yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. Akademik camialar olarak bu katliama kayıtsız kalmayıp bu menfur saldırıların hemen sonlandırılması, bölgede kalıcı barışın sağlanması, 1967 sınırlarında BM kararları gereğince başkenti Kudüs olan özgür bir devlet olan Filistin’in kurulması için uluslararası çağrı yapıyoruz. Şehit olan tüm kardeşlerimizi, Gazze Üniversitesi rektörümüze rahmet, yaralılara acil şifalar niyaz ediyoruz. Aziz Milletimize ve saygıdeğer kamuoyuna saygıyla arz ediyoruz.” Uluslararası çağrı bildirisini okuyan Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’dan sonra Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, aynı metni katılımcılara ve tüm dünyaya Arapça dilinde okudu. Bildirileri dinleyen vatandaşların duygulandıkları gözlendi. Yürüyüş ve açıklamaların ardından Trabzon İl Müftüsü Selami Aydın mikrofona gelerek akademisyen, öğrenci ve vatandaşlarla birlikte Filistin için dua etti. -
18.12.2023Üniversitemiz 2. İstanbul İnsan Kaynakları Forumunda Temsil Edildi
Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve Üniversitemiz Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Recep Çolak, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından bu yıl “Toplum 5.0” temasıyla düzenlenen 2. İstanbul İnsan Kaynakları Forumuna katıldı. İstanbul Kongre Merkezinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz’ın teşrifleriyle gerçekleşen forum, kamu kurumlarının, özel sektör kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve akademi camiasının insan kaynakları profesyonelleri ve uluslararası çatı kuruluşların temsilcilerini bir araya getirdi. Gün boyunca devam eden forum kapsamında “Savunma Sanayinde Yetenek Yönetimi”, “Toplum 5.0 Perspektifi ile Teknoloji”, “Yeni Yüzyılda Global Türkler”, “İnsan Merkezli Toplum için Akıllı Şehirler”, “The NOW of WORK - TRANSFORMATIVE IMPACT of GENERATIVE AI”, “Toplum 5.0 Perspektifi ile Dönüşüme Liderlik Etmek”, “Savunma, Güvenlik ve Toplum 5.0”, “HOW HUMAN-CENTERED TECH CREATES HUMAN-CENTERED REALITIES”, “Erken Dönem Kariyer Rehberliği”, “İkiz Dönüşümde İnsan Odaklı Organizasyonlar” başlıklı paneller ile özel oturum ve çalıştaylar gerçekleştirildi. -
15.12.2023Bologna Koordinatörlüğümüz Güncel Kriterleri Paylaştı
Üniversitemiz Bologna Koordinatörlüğü birimi tarafından akademisyenlerimize yönelik düzenlenen Ders Bilgi Paketi Hazırlama ve İyileştirme Çalışması adlı güncel bilgilendirme toplantısı Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer başkanlığında Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Aynı içerikteki eğitim faaliyetleri daha önce sırasıyla 29 Kasım’da Tonya, Vakfıkebir, Beşikdüzü ve Şalpazarı MYO’larda, 6 Aralık’ta Hukuk Fakültesinde, 8 Aralık’ta İlahiyat Fakültesinde, 14 Aralık’ta Çarşıbaşı MYO’da gerçekleştirildikten sonra bilgilendirme programlarının final toplantısı yoğun katılımla bugün Merkez Kampüs’te yapıldı. Ders Bilgi Paketi Hazırlama ve İyileştirme Çalışması Toplantısına Üniversitemiz Bologna Koordinatörü Prof. Dr. Tuncay Özsevgeç, koordinatör yardımcıları Dr. Öğr. Üyesi Kerem Çolak ve Dr. Öğr. Üyesi Bilal Karaca ile akademisyenlerimiz katıldı. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, süreç içerisinde veri tabanlarının değişmesi nedeniyle yaşanan aksaklıkların büyük oranda giderildiğini belirterek, “Bologna Koordinatörlüğümüzün kurulmasından bu yana yoğun şekilde çalışan birim sorumlularımızın gayretleri ile eksikliklerin büyük bölümü giderildi. Şimdi bize düşen, mevcut bilgi paketindeki eksikliklerin bertaraf edilmesi. Mevcut standartlar çerçevesinde akademisyenler olarak hepimiz ders bilgi paketi hazırlamak durumundayız. Bilgi işlem sistemi üzerinden hangi sayfaya kim girmiş, nasıl ne zaman girilmiş ne zaman silinmiş, hepsi takip edilebiliyor. Bu çerçevede programların yürütülmesi, yenilenmesi, değerlendirilmesi; yani ders bilgi paketi güncellenmeleri öncelik, hatta zorunluluk arz ediyor” dedi. VERİLER MATRİSLE ÖRTÜŞECEK Aynı zamanda Yükseköğretim Kalite Kurulunda Değerlendirici olarak da görev alan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer konuşmasının devamında şunları söyledi: “Süreç itibariyle program çıktılarımız tamamlanmış durumda. Derslerin belirlenmesi, çıktıların alınması ve müfredatın 14 haftalık yayılımı ilgili kurullardan çıktıktan sonra üniversite senatosundan geçip güvence altına alınmış olacak. Artık bunlar üzerinde bir kelime bile değişiklik yapılmayacak. Öğrenci İşleri ve Bilgi İşlem Daire Başkanlıkları vasıtasıyla öğrencilere transkript ve diploma veriyoruz. Eşleşmeden kaynaklanan bir değişiklik ve tezat ortaya çıkarsa problemler yaşanabilir. Bir Fen Bilgisi Öğretmenliği mezunu programı tamamladığında hangi bilgi ve becerilere sahip olacak, bunun karşılığında hangi dersler alınmış olacak; bunun belli olması artık şart. Program çıktılarına hitap etmeyen dersin programdan çıkarılması da mecburi olacak. Dersin sonunda 14 haftalık dönem tamamlandığında öğrencinin hangi bilgi ve yeterliliklere sahip olacağı açıkça belirtilecek. Düzenlemenin sonunda Türkiye Yükseköğretim Yeterlilik kriterleri çerçevesinde üniversite olarak matriste birebir eşleştirmeler yapmış olacağız. Bu doğrultuda hocalarımızdan aktif öğretim teknikleri istiyoruz. Hangi becerileri geliştirmek istiyorsak ona uygun tekniklerle ya da sınavlarla o becerinin gelişip gelişmediğini ölçmemiz isteniyor. Ayrıca yönetim olarak bilgi paketini güvence altına almak zorundayız. 2023-2024 Bahar dönemi görevlendirmelerimizi gerçekleştirdiğimiz bugünlerde yeni döneme İnşallah bilgi paketimizi tamamlamış olarak gireceğiz. Hangi dersi alacağını, hangi müfredattan sorumlu olacağını, hangi sınavlara gireceğini öğrencimiz de bilecek. Paketteki derslerle hocaların uygulamaları tezat teşkil etmeyecek. Paketleri Türkçe ve İngilizce olarak yayımlayacağız. Buna aykırı bir gelişme olması halinde gerekli tedbirleri alacağız" dedi. NET YÜKLEMLERE GEÇİŞ DÖNEMİ Bologna Koordinatörümüz Prof. Dr. Tuncay Özsevgeç de yaptığı bilgilendirme sunumunda, “Bildiğiniz gibi akademik olarak Avrupa Birliği Müktesebatına üyeyiz; yapılanma bünyesinde Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi var. Burada Türkiye yükseköğretimi çerçevesi altında bulunuyoruz. 22 ayrı temel alan yeterliliği söz konusu. Bu toplantıda iki amacımız var; bunların ilki Güz dönemindeki derslerimizin iyileştirmesini yapmak, ikincisi ise Bahar dönemi bilgi paketlerini oluştururken dikkat edilmesi gereken noktaları ifade etmek. Sistemimizde 24 bin adet ders var. Bilgi paketlerinde yüzde 79’luk orana ulaştık. Cari olmayan dersleri bilgi işlem birimlerine başvurarak kapattıracağız. Dersin sonunda ‘edebilir, yapabilir, yazabilir’ şeklinde değerlendirmelerden kurtularak ‘eder, yazar, yapar” şeklinde belirleyici yüklemler kullanılmasını istiyoruz. Bilgi paketlerini girdikten sonra kaydetmeyi unutmayın. Matrisin bir suretini güvenlik için pdf olarak kendinize kaydedin. Bilgi paketleri tamamlanınca güvenlik için erişimi kapacağız. Uluslararası görünürlük planlamamızda Bologna kriterlerimiz birinci sırada” şeklinde bilgiler verdi. Özsevgeç daha sonra ‘Ders Bilgi Paketi Hazırlama ve İyileştirme Kılavuzu’ konulu simülasyon ve sunumla katılımcıları bilgilendirdi. Birçok akademisyen Özsevgeç’in sunumunu son derece yararlı ve etkileyici bulduklarını dile getirdi. Üniversitemizin kalite yönetimini sürekli hale getirmek amacıyla sürdürülebilirlik anlayışı kapsamında programların ve ders bilgi paketlerinin nitelikli hazırlanmasına yönelik bilgi, tecrübe ve önerilerin paylaşıldığı toplantıya akademisyenlerimiz yoğun katılım gösterdi. Üniversitemizin misyon, vizyon ve hedefleri doğrultusunda iç ve dış paydaşların görüşlerini de dikkate alarak 21. Yüzyıl becerileri ile donatılmış bir mezun profilinin amaçlandığının vurgulandığı toplantıda ideal iyileştirme projeleri de sunumla sıralandı. Toplantı soru-cevap bölümü ile tamamlandı.
Toplam 666









